Dünya’dan binlerce kilometre uzakta, uzayın derinliklerinde geçirdiği onca gün yaşam mücadelesi veren Sergei Krikalev, neden tek başınaydı?
Tüm bu soruların cevabı ve Sergei Krikalev’in hikâyesi, insanın dayanıklılığını ve kararlığını da gözler önüne seriyor.
Sergei Krikalev kimdir?
Sergei Konstantinovich Krikalev, 27 Ağustos 1958’de Sovyetler Birliği’nin Leningrad şehrinde doğdu. Makine mühendisliği eğitimi alan Krikalev, 1985 yılında kozmonot olarak seçildi. Krikalev, yetenekleri ve eğitimi sayesinde hızla uzay görevlerine katılmaya başladı.
İlk uzay yolculuğunu 1988’de Mir uzay istasyonuna gerçekleştirdi. Ancak onu dünya çapında ünlü yapan görev, 1991’de başladığı ve Sovyetler Birliği’nin çöküşüne tanıklık ettiği ikinci uzay göreviydi.
Uzayda unutuluşun başlangıcı
1991’de Sovyetler Birliği hâlâ güçlü bir uzay programına sahipti ve Krikalev de bu programın önemli bir parçasıydı. Krikalev’in Mir uzay istasyonuna gönderildiği yıl, tarihin en dramatik siyasi değişimlerinden biri yaşandı: Sovyetler Birliği çöktü.
Krikalev, planlandığı gibi altı ay boyunca Mir’de görev yapıyordu. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Rusya’nın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle Krikalev’in dönüşü sürekli ertelendi. Ülkesi kaos içindeyken, Krikalev uzayda âdeta unutuldu.
Üstelik yalnızdı. Çünkü istasyondaki diğer ekip üyeleri daha öncesinde Dünya’ya gönderilmişti ve Krikalev tek kalmıştı.
Krikalev’in uzayda kalış süresi, beklenenin çok ötesine geçerek 311 güne ulaştı.
Bu süre zarfında hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük zorluklarla karşılaştı. Mir uzay istasyonu, uzun süreli ikamet için tasarlanmış olmasına rağmen sınırlı kaynaklar ve sürekli bakım gereksinimleri ile doluydu.
Krikalev, bir yandan fiziksel sağlığını korumak için düzenli egzersiz yaparken diğer yandan uzay istasyonunun bakımını yapmaya devam etti. Tarihte ilk kez yörüngedeki uzay istasyonu ile amatör radyo operatörü arasında paket radyo aracılığı ile iletişim kuran Krikalev, siyasi konuların yanı sıra kişisel konularda da bilgi aldı.
Dünya ile iletişim, moralini yüksek tutmada önemli bir faktördü ancak yetersiz kaynaklar ve belirsizlikler, zaman zaman umutsuzluk hissetmesine neden oldu.
Uzayda geçirdiği bu uzun süre, ona “son Sovyet vatandaşı” lakabını kazandırdı.
Nihayet, 25 Mart 1992’de, Krikalev güvenli bir şekilde Dünya’ya döndü. Dönüşünde, tamamen değişmiş bir ülke buldu; Sovyetler Birliği yok olmuş, yerine Rusya Federasyonu kurulmuştu.
Sergei Krikalev, uzayda en uzun süre kalan insanlardan biri olarak tarihe geçti. Onun hikâyesi, insanın keşif tutkusunun ve bilinmeyenlere karşı dayanıklılığının bir sembolü hâline geldi. Krikalev, daha sonra birçok uzay görevine katıldı ve toplamda 803 gün 9 saat 39 dakika uzayda kalarak bir rekor daha kırdı.
Bugün, Krikalev’in hikâyesi, uzay araştırmalarının ne kadar zorlu ve öngörülemez olabileceğini ancak aynı zamanda ne kadar ödüllendirici olabileceğini de hatırlatıyor. Kendisi gerek bu zorlu görevi gerekse de diğer başarıları ile birçok ödüle de layık görüldü.
Bunlara da göz atmak ister misiniz?
